Başlarken
12 Eylül faşizmi Ankara’nın kültür ve sanat yaşamına çok büyük darbe vurmuştur. Yalnızca kültür yaşamına mı, Ankara’nın kendisine de…
12 Eylül öncesi Ankara’da yaşayan büyük usta şairlerimize bakar mısınız? Attilâ İlhan, Cahit Külebi, Cemal Süreya, Hasan Hüseyin, Enver Gökçe, Ahmet Arif… Bu dev adlar benim bildiklerim…
Cemal Süreya ve Ahmet Arif hariç hepsi ile tanışma onuruna erişmiştim. Başka yazılarımda şairlerle ilgili anılarıma değineceğim. Ankara’da yaşamayanlarla ilgili anılarımı da paylaşarak elbet…
Bir zamanlar Ankara’nın etkili edebiyat dergileri vardı: Türk Dili, Yusufçuk, Oluşum, Türkiye Yazıları, Sesimiz, Yapıt...
Yusufçuk
Yusufçuk deyince Ali Püsküllüoğlu gelmez mi akla. Eskilerle kıyaslayamam ama Yusufçuk’tan sonra bir daha böylesi bir şiir dergisi çıkmadı. İki yapraktı… Ama nasıl iki yaprak, her satırında; şiirin gökyüzünde, en mavide, en üstte uçan şairlerimiz... Şiirimizin en büyük ustaları… Kadim Kamlar (Şamanlar). Yusufçuk’ta gök kanatlı kartalların yanı sıra, genç serçeler, kırlangıçlar, sığırcıklar… “Kanat Alıştırmaları” bölümünde “Kam” olmanın yolunda çile dolduran “gençler” çoğunluktaydı…
Ustalar ve çıraklar… Ustaları yazmaya başlasam, burada adlarını anamadıklarımdan beni bağışlamalarını dilerim. Attilâ İlhan, Cahit Külebi, Cemal Süreya, Oktay Rıfat özel sayıları… Behçet Necatigil, Turgut Uyar, İlhan Berk şiirleri... ve gençler, “kanat alıştıranlar: İlkiz Kucur, Hüseyin Ferhat, Güniz Baykam, Yusuf Alper, Tuğrul Tanyol, Gökhan Cengizhan… Günümüzde şiirlerini okuduğumuz olgun yaşlardaki şairlerin büyük bir bölümü ilk kez Yusufçuk’ta çırptı kanatlarını, geliştirdiler uçuşlarını… Ali Cengizkan’ın şiirleri öncelikliydi dergide sanki.
Ben de, ilk şiirimi Ustam Attilâ İlhan’ın “tamam çocuğum, bu şiirini Ali Püsküllüoğlu’na götür.” dedikten sonra, Yusufçuk’ta yayımlatma onuruna ermiştim “Kanat Alıştırmaları”nda.
İlk şiirimi yayınlatana kadar Attilâ İlhan’a defalarca uğramış ve onlarca şiir götürmüşken her görüşmemde nasıl çalışmam, nelere dikkat etmemi usta öğretmişti bana. İlkiz Kucur ilk şiirlerini sunduğunda Attilâ İlhan seçtiği bir şiiri gösterip, “Hürol, İlkiz’i de Ali Püsküllüoğlu’na götür.” demişti. İlk şiirim, “Küçük Balık”… Hâlâ çok severim… Sonra bir başka şiirim “Kuşlar” da Yusufçuk’ta yayımlandı ve tek çeviri şiirim de.
Yusufçuk, Ali Püsküllüoğlu’nun dengeli, olgun yönetiminde bir bayrak gibi yükseldi. Attilâ İlhan’ın da dergicilik deneyimleri ve bilgeliğiyle büyük desteği vardı dergiye. Yusufçuk günlerinden bir anı daha... Bir gün, Ali Püsküllüoğlu bana şiirimdeki eski bir sözcüğü gösterip; “… Niye bu eski sözcükleri kullanıyorsunuz, yerine yenileri varken” demişti. Attilâ İlhan’a diyemediğini bana söylüyor diye düşünmüştüm o yıllarda. Hem de beni de Usta’ya ekleyerek, “biz” yaparak. Ben 18 yaşında bir gencim... Ne diyeyim, Ali Püsküllüoğlu, ışıklar içinde uyu, ellerinden öperim. Bana verdiğin tüm emekleri helal et…
Cahit Külebi’ye rastlamıştım bir ziyaretimde Ali Püsküllüoğlu’nun çalışma odasında. Elimde TDK tarafından yayımlanmış bir araştırma kitabı galiba. Hemen imzalatayım, dedim. “Olmaz” dedi büyük usta Cahit Külebi. “bir şair başkasının kitabını imzalamaz”. O tatlı gülen gözleri ve sevecen bakışı ile ders vermişti. Ama o kadar sıcacık bir ders ki. Hâlâ bir dostuma kitap aldığımda hediye olarak, anı olarak imzalatmak isterler, imzalayamam. Cahit Külebi Ustanın, sözleri gelir aklıma. Işıklar içinde uyu Cahit Külebi Ustam, büyük ve kadim Kam… Ellerinden öperim. Yusufçuk’un yönetim yeri, Ali Püsküllüoğlu aynı zamanda Türk Dil Kurumu’nda çalıştığından Atatürk Bulvarı’nda Türk Dil Kurumu yönetim binasıydı.
Usta ozanlara ayrılan özel sayıları ve içinde şiirlerimiz olan bazı sayıları paylaşıyorum:
Hürol Taşdelen, İlkiz Kucur (Taşdelen), Güniz Baykam'ın ilk şiirlerinin paylaşıldığı sayı.
Attila İlhan Özel Sayısı
Ali Püsküllüoğu ağabey - Attilâ İlhan Usta, Genç Şairler
Cahit Külebi Özel Sayısı
Hasan Hüseyin bir soru
Hürol Taşdelen'den bir şiir var
Cemal Süreya Özel Sayısı
Hürol Taşdelen'den bir şiir
Nikola Vaptsarov 'dan bir şiir (Türkçesi Hürol Taşdelen)
Oktay Rifat Özel Sayısı