.....

Mason Simgeleri

 

Masonların Toplum İçinde birbirlerini tanımak, ama toplumda tanınmamak için rozet, yüzük, kol düğmesi, kolye vb takılarda kullandıkları simgeler:

This image for Image Layouts addon

Masonlardan
Masonluğun Durumu ve Geleceği

Mim Kemal Öke

Ziya Umur

Tuncay Kesim

Mişel Marguiles

Semih Tezcan

Semih S. Tezcan, Boğaziçi Üniversitesi eski Rektörü.

Yazıların tamamı....

Masonlar / Masonluk Ötekileştirir

 

Masonların arasında bulunduğum 10 yıl boyunca istisnasız ve tüm kitap, dergi, yazı ve sunumlarında gene istisnasız, mason dışı dünyanın yaptığı eleştirileri, değerlendirmeleri "düşmanlarından saldırı” olarak kabul etmekteler. 

Bir kısmı siyasi saldırı olabilir, toplumları, iktidarları ele geçirip; burjuvazi ve emperyalizmin çıkarları doğrultusunda dönüştürmek ve sömürmek çabası içinde olan bir siyasi tarikata elbette siyasi saldırılar da var. Ancak eleştirilerin tamamının, bir saldırı olarak kabul edilip, hiç değerlendirilmemesi; dahası özeleştiri yapılmaması, Mason Tarikatı egemenlerinin bir stratejisidir. Yoksa ele geçirdikleri insanların düşünmesi; eleştiriler karşısında sorgulama yapma tehlikesi bulunmaktadır.

Baskıcı, gerçeği çıkarları doğrultusunda eğip, bükerek iktidar savaşı veren yapılar; karşıtlarını düşmanlaştırarak, kendilerinden olmayanları ötekileştirerek; kendi üyelerinin bağlılığını ve bağımlılığını sağlamanın çok eski bir yöntemidir. Aynı zamanda, kendi yandaşlarını içi boş, şişmiş bir ego ile büründürüp, toplumun üstünde ve mutlak doğru olarak bilinçlere yerleştirir, yönetir, yönlendirirler. Bilirler ki nesnel eleştirileri kabul etmek, üyeleri masonların akıllını özgür bırakacak ve yalanlarla kurguladıkları dünyalarını ve şişmiş egolarını, balona batan iğne gibi patlatacaktır. 

Türkiye’de masonlar; Osmanlı’dan bu yana Türkiye’de de her zaman bu yöntemi kullanmışlar ve kullanmaktalar.

2017 yılında Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası, yıllık genel kurullarında ve raporlarının başında bu söylemi sürdürmekteler. HKEMBL Büyük Görevliler Kurulu (Yönetim Kurulu) Büyük Sekreteri mason Emre Üge’nin kalemi ile masonların resmi görüşünün sonsuz kere yeniden sözlendirilmesi:

Ancak geçmişte olduğu gibi son günlerde de bazı çevreler Masonluk hakkında iftira ve suçlama sınırlarını da aşarak masonluğu politikanın içine çekmek, politika malzemesi yapmak istemektedirler. Bazı çevreler masonluğu gizli örgütlenme, uluslararası şer odaklarıyla işbirlikçi olarak göstermek isterken bazı çevreler de esas amacının ne olduğunu çok iyi bildikleri halde kendi çıkarları doğrultusunda masonluğu küçük düşüren tavırlar almaktan kaçınmıyorlar. Bu da hepimizi rencide ediyor ve üzüyor.

Unutulmamalıdır ki masonluk din ve politika ile uğraşmaz, masonluğun inanç ve politika konularında tarafgir bir davranış içinde bulunması, üyelerini böyle bir tutuma yönlendirmesi söz konusu değildir.

Oysa tüm dini tarikatlar gibi, siyasi amaçlarla kurulmuştur; politikanın tam merkezinde olmak için her şeyi yaparlar. Kocaman adamlar, tersini nasıl da inanarak söyleyebilirler. Tam tarikat müritlerine uygun. Öyle değil mi?

Yapılan eleştirilerin hepsini “iftira ve suçlama” konumuna koyup, bilimsel düzlemde tartışamaz, özgür akıl ile yapılan eşit bir tartışmada yer alamazlar.

Bu anlayışlarına yüzlerce örnek arasından birisini sunuyorum; HKEMBL 2017 Rapor kapak, giriş ve önsözün tıpkı basımı. (Parmaklarımı bilinçli olarak gösteriyorum!) 

Image

Masonlar / Masonluk Ötekileştirir

 

Masonların arasında bulunduğum 10 yıl boyunca istisnasız ve tüm kitap, dergi, yazı ve sunumlarında gene istisnasız, mason dışı dünyanın yaptığı eleştirileri, değerlendirmeleri "düşmanlarından saldırı” olarak kabul etmekteler. 

Bir kısmı siyasi saldırı olabilir, toplumları, iktidarları ele geçirip; burjuvazi ve emperyalizmin çıkarları doğrultusunda dönüştürmek ve sömürmek çabası içinde olan bir siyasi tarikata elbette siyasi saldırılar da var. Ancak eleştirilerin tamamının, bir saldırı olarak kabul edilip, hiç değerlendirilmemesi; dahası özeleştiri yapılmaması, Mason Tarikatı egemenlerinin bir stratejisidir. Yoksa ele geçirdikleri insanların düşünmesi; eleştiriler karşısında sorgulama yapma tehlikesi bulunmaktadır.

Baskıcı, gerçeği çıkarları doğrultusunda eğip, bükerek iktidar savaşı veren yapılar; karşıtlarını düşmanlaştırarak, kendilerinden olmayanları ötekileştirerek; kendi üyelerinin bağlılığını ve bağımlılığını sağlamanın çok eski bir yöntemidir. Aynı zamanda, kendi yandaşlarını içi boş, şişmiş bir ego ile büründürüp, toplumun üstünde ve mutlak doğru olarak bilinçlere yerleştirir, yönetir, yönlendirirler. Bilirler ki nesnel eleştirileri kabul etmek, üyeleri masonların akıllını özgür bırakacak ve yalanlarla kurguladıkları dünyalarını ve şişmiş egolarını, balona batan iğne gibi patlatacaktır. 

Türkiye’de masonlar; Osmanlı’dan bu yana Türkiye’de de her zaman bu yöntemi kullanmışlar ve kullanmaktalar.

2017 yılında Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası, yıllık genel kurullarında ve raporlarının başında bu söylemi sürdürmekteler. HKEMBL Büyük Görevliler Kurulu (Yönetim Kurulu) Büyük Sekreteri mason Emre Üge’nin kalemi ile masonların resmi görüşünün sonsuz kere yeniden sözlendirilmesi:

Ancak geçmişte olduğu gibi son günlerde de bazı çevreler Masonluk hakkında iftira ve suçlama sınırlarını da aşarak masonluğu politikanın içine çekmek, politika malzemesi yapmak istemektedirler. Bazı çevreler masonluğu gizli örgütlenme, uluslararası şer odaklarıyla işbirlikçi olarak göstermek isterken bazı çevreler de esas amacının ne olduğunu çok iyi bildikleri halde kendi çıkarları doğrultusunda masonluğu küçük düşüren tavırlar almaktan kaçınmıyorlar. Bu da hepimizi rencide ediyor ve üzüyor.

Unutulmamalıdır ki masonluk din ve politika ile uğraşmaz, masonluğun inanç ve politika konularında tarafgir bir davranış içinde bulunması, üyelerini böyle bir tutuma yönlendirmesi söz konusu değildir.

Oysa tüm dini tarikatlar gibi, siyasi amaçlarla kurulmuştur; politikanın tam merkezinde olmak için her şeyi yaparlar. Kocaman adamlar, tersini nasıl da inanarak söyleyebilirler. Tam tarikat müritlerine uygun. Öyle değil mi?

Yapılan eleştirilerin hepsini “iftira ve suçlama” konumuna koyup, bilimsel düzlemde tartışamaz, özgür akıl ile yapılan eşit bir tartışmada yer alamazlar.

Bu anlayışlarına yüzlerce örnek arasından birisini sunuyorum; HKEMBL 2017 Rapor kapak, giriş ve önsözün tıpkı basımı. (Parmaklarımı bilinçli olarak gösteriyorum!) 

Image
Foto: Türkiye'de Kadın Masonlar Bü. L. masonik toplantı. Kaynak: KMBL Dergisi
This image for Image Layouts addon


KADIN MASON

"

Yahudi Esseni Tarikatından bu yana, Masonluğun köklerindeki tüm tarikatlarda ortak özellik, kadın düşmanlığı ve kadın üye kabul edilmemesidir.

Mason Ziya Umur;

Bir Masonun Mükellefiyetlerinin üçüncüsünün son cümlesi şöyledir: …  Esirler, kadınlar, ahlakı bozuk ve misvakları rezilâne olanlar localara kabul olunamazlar; mutlaka iyi şöhret sahibi olanlar kabul edilebilir.”[1]

 Masonluğa ve inanmış masonlara göre, “kadın kötü şöhretlidir”!

Sizin iyi şöhretiniz batsın! Türk Toplumu şöhretinizi iyi biliyor…

 [1] (Umur Z. , Kölelik Hakkında, 1987, s. 25)

---

"Başta İngiltere B. Büyük Locası olmak üzere, İngiltere ile birlikte ana büyük localar olan İskoçya ve İrlanda Büyük Localarının, bir başka büyük loca ile tanışma, yani onu mason olarak kabul etme kurallarında kadın; 

3. Mason olmak isteyenin: Erkek, hür doğmuş, ergin yaşta ve giz (sır) saklamasını bilen bir kimse olmasını bilen; hadım, kadın, ahlaksız ve skandallara karışmış bir kimse olmaması; iyi şöhret sahibi olması; ciddi bir sakatlığı, bedeni kusuru, akıl noksanlığı olmaması şarttır. 

  4. Büyük Loca ve Localar yalnız erkek üyelerden oluşacak ve hiçbir Büyük Loca, kadınları üye olarak kabul eden localarla ve herhangi bir oluşuma her ne biçimde olursa olsun hiçbir masonik ilişki kurmayacaktır.”

“ahlaksızlar, tam erkek olmayanlar (eşcinseller), kadınlar, köleler, özürlüler” aynı maddede bir tutarak, mason tarikatına kabul etmiyorlar. Kabul eden oluşum dedikleri, diğer mason locaları ile ilişki bile kurulmasına da izin vermiyorlar.

İngiliz – Amerika masonluğunun kadınları nasıl aşağıladıklarına bakar mısınız?  Bu anlayışı benimseyen masonların evde bu ifadeyi eşlerine söylemelerini öneriyorum. Eşi mason olan veya olmaya niyetlenen tüm kadınlara da, kendilerine saygıları varsa, eşleri masonlarla bu konuyu konuşmalarını öneririm.

Kadın ve Mason makalesinin tamamını okumak için tıklayınız.

Masonların Mu Kıtası Yalanı

İngiliz emperyalizminin, Hindistan 'da sömürge askeri birliklerinin bir Mason Albayı, Hindistan 'da dağlarda gezerken, bir pagan dinin rahipleri, bu sömürgeci askere güvenirler ve kimseye göstermedikleri tabletleri bu mason efendiye gösterirler. Arkeoloji eğitimi almamış, tabletleri yazanların dilleri bilmemesine rağmen, bir anda kendisine ulvi bilgi gelir ve tabletleri okur. Sözde tabletlerde medeniyetin merkezi olmuş ama volkanik hareketlerle batmış bir kıtadan; Mu Kıtasından söz edilmekte ve tüm insanlığın batmış bu kıtadan, batmadan önce dünyaya yayıldığını anlatmaktaymış.

Ne tuhaf ki hiçbir ülkenin bilim insanları bu tabletleri ne duymuş ne görmüşlerdir.

Alın size fütursuz, desteksiz bir mason yalanı daha...

Mümtaz Başkaya Mu yalanını bilim insanı olarak değerlendirmiş ve Bilim ve Ütopya Dergisinde yayınlamış. Aşağıda söz konusu makaleyi sunuyorum. 

O sırada Ortaokul öğrencisi olan oğlum da Mu Kıtası yalanı üzerine bir kısa yazı yazmıştı ve ben de masonların yazışma grubu Ham-Taş 'da paylaşmıştım. Bu yazıyı da sunuyorum.

Dünyanın önde gelen Jeofizikçilerinden Prof. Dr. Celal Şengör 'e e-posta göndererek okyanus ve deniz altı haritaların tamamlanıp tamamlanmadığı ve batık bir kıta görülüp görülmediğini sordum. Yanıtı basitti; oktanusların ve denizlerin taban haritalarının çıkarıldığı ve batık bir kıta bulunmadığı.

Image